29 Ağustos 2014 Cuma


YÜZEY ÜZERİNE BİR DİYALOG

A:Unutuyorsun. Burda, yüzeyde bir karmaşa var.

B:Yüzeyin bizzat kendisi karmaşaya mahal vermez, yanılıyorsun

A:Aksine, yüzey, ağzını ardına dek karmaşaya açar. Gündelik, sosyal ilişkilerin yüzeyde olduğunu sen de gayet iyi bilirsin. Sıradanlıkla söylenen tüm sözler; yapılan kötülükler, iyilikler; duyulan mutluluklar, kaygılar, şüpheler, memnuniyetsizlikler kendini hep yüzeyde gösterir. Gözleri su yüzünde bir timsah dikkatiyle izler etrafını. İlla o nehre inmen mi gerekiyor? Bilirsin bu bulanık yeşilliğin seni gözetleyen koca gövdeleri saklayıp, incecik su dalgalarıyla her tereddütü, tethididi, tehlikeyi yok göstermekte usta olduğunu. Basit değildir yüzey, fazla küçümsüyorsun.

B: Gözleri yüzeyde olan şeyin bedenen daha derinde olduğunu kendin de söylüyorsun. Yüzey sonuçtur, bu yüzden karmaşık değildir. Sebep ise  karmaşıktır, derine gizlenir. Sözgelimi, insan karmaşık bir varlıktır; ancak insanın somut olarak bize sunduğu davranış basittir. Neden bir başkasını öldürdüğünü sorgulamıyorum. Öldürdü. Sonuç: biri öldü. Basit. Yüzey budur. Nedeni, arka planı; işte orda dostum, içinden çıkılmaz bir karmaşa var. 

Güldü A. Sakindi, neden olmasındı? Söyledi. İçini açabildiğin bir katil göster bana. Sayıklayıp duruyorsun. Derin diye tabir ettiğin yeri fazla büyütüyorsun. Neden öldürdü bunu mu öğrenmek istiyorsun? İnsan, bir duvarına delik açılmış oda değil ki, gözetleme deliğinden bakıp onun aklından, içinden geçeni tüm gerçekliğiyle göresin. Nedenler, derinden ancak doğabilir. Kendini, gerçekliğini ise yüzeye vurur. Bir ölüyü saklayabilir mi nehir? Er geç kendini su yüzüne vuracaktır.

B: Ayağına taş bağlanmadıysa... 

A: Hahah! Evet, ayağına taş bağlanmadıysa, ya da başkaca bir ağırlıkla inmediyse... Bakışın, davranışların, tepkilerin seni ele verir. İçinde birbirine dolanan o nedenler, ancak dışarda var olabilir. Var olmakla kastım somutlaşmak, dış dünyada kendini göstermek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder