23 Ekim 2014 Perşembe



Uzağa gitmedi. Uzak ürkütürdü, biliyorsun. Ayağını bastığı yere çakılı kaldı. Aklıyla bedenini tüm ağırlığıyla kendine sabitleyen noktasından yer çekimine  teslim olurdu. Uzağa gitmedi dedim, bir yere gitmişti de  o yer  mi yakındı? Hep yakınırdı. Hala yakınıyor. Hiçbir şeyden tam anlamıyla memnun olmadı. Kalmayı da benimsemedi gitmeyi de. Her ikisinin de kendince sakıncaları vardı. Bir an için gitmeyi düşündü, uzaklığı ve olduğu yerden kopuşu buydu, sonra bir titreme aldı onu. Avuçları terledi, başını salladı. Gidemem! Gidemedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder