Hadi duy da gidelim. Bu yollar, bu deniz, bu
söz, bu yalpa yalpa yürüyen sözcükler bizi yoruyor.
Söylüyorum. Kendi kovuğunda yankı yankı tekrarlanıyorsun. İkile-me böyle!
İkiledikçe kaçırıyorsun!
Neyi?
Tadı.
Şimdi de bir tat aldığını mı söylüyorsun?
Evet bazen.
Çift sayıya tekabül eden tüm basamakları çökmüş bir
merdiven gibi, aksaya aksaya çıkıyor yukarı.
Sonra koca bir delik daha, pat!
Düşüyor.
Düşen ne?
Ritm.
Seni anlamıyorum.
Çünkü
ayaklarına bakınca kendini gördüğünü sanıyorsun. Bense sana dışardan bakıyorum.
Her hareketini görebiliyorum.
Bunun seni
anlayıp anlayamamla ne alakası var?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder