8 Mayıs 2015 Cuma


    Burdayım, işte tam da burada! Yaşlı bir zeytin ağacının kökleriyle iniyorum yer altına, iniyor ve çıkıyorum ordan. Tanımsız öfkemizin, ince kederimizin ve sessizliklerimizin kırılganlığına doğru yani, iniyor ve ordan bir soluk çıkıyorum. Bir büyük kabahat var, oklar sürülmüş ve yaylar gerili. Önce hangimiz yenerek kalbini ve yenilerek öfkesine, deşecek bir diğerimizin omzunu? Önce hangimiz sükunetle geri çekilecek gevşeterek yayını? Gevşeyerek ve sonra arınarak kötülüğünden hafifleyecek de bir rüzgara takılıp gidebilecek, önce hangimiz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder